Bozkurt Türk milletinin sembolüdür. Birbirini takip etmis olan Türk nesillerinin ortak mali olan millî destan parçalarimizda, Türklere yol göstericilik yapan, Türkleri zaferlere götüren bir sembol...

Artik Bozkurt bir güç, orduya yol gösteren bir kilavuz, darda kalanlarin yardimina kosan bir Hizir, Hakan'a ve orduya ihtiyat, ihtimam ve temkin dersi veren bir hoca sembolüdür... Oguz Han'la ve ordusu ile beraber savasan, orduya moral veren ve onu zaferden zafere kosturan bir faktördür. Savasçiligin, cesaretin, bir sembolüdür. O kurt olmaktan ziyade, kurda benzetilen bir kurtarici ve bir kahramandir. Bilgin ve akilli bir Hakan'dir.

Neden Bozkurt?

Bu sualin cevabi herhalde Bozkurt’a ait özelliklerin, Türk’lerde bulunan özelliklerle örtüsmesi olabilir diye düsünülmektedir. Cesareti, esarete tahammül edemeyisi, kivrakligi,tek esli olusu, Aile düzenine sadakati v.b gibi özellikler onun, atalarimiz tarafindan sembol seçilme nedenleridir. Her milletin tarihinde destanlar önemli yer tutar. Bilindigi gibi halk hikayeleri ve menkibeler agizdan agiza söylenerek, nesilden nesile geçiyordu. Zamanla bu hikayeler yaziya dökülerek en sonunda zamanimiza kadar ulasan destanlari meydana getirdiler. Bu destanlar da Bozkurt’un çok önemli yeri vardi. Íngilizler için Aslan, Ruslar için ayi, Fransizlar için horoz, Íranlilar için Pars, yahut kaplan, Japonlar için ejder ne ise, Türkler için de Bozkurt odur.

Bozkurt Destani

''...Türkler'in ilk atalari Bati Denizi'nin bati kiyisinda otururlardi. Türkler, Lin adli bir ülkenin ordularinca yenilgiye ugratildilar. Düsman çerileri bütün Türkleri erkek-kadin, küçük-büyük demeden öldürdüler. Bu büyük ve acimasiz kiyimdan yalnizca 10 yaslarinda bulunan bir oglan sag kaldi geriye. Düsman askerleri bu çocugu da buldular ama onu öldürmediler; bu yasayan son Türk'ü acilar içinde can versin diye, kollarini ve bacaklarini keserek bir batakliga attilar. Düsman hükümdari, çeri (asker) lerinin son bir Türk'ü sag olarak biraktigini ögrendi; hemen buyruk verdi ki bu son Türk de öldürüle ve Türkler'in kökü tümüyle kazina... Düsman çerileri çocugu bulmak için yola koyuldular. Fakat disi bir Bozkurt çikti ve çocugu disleriyle ensesinden kavrayarak kaçirdi; Altay daglarinda izi bulunmaz, issiz ve her tarafi yüksek daglarla çevrili bir magaraya götürdü. Magaranin içinde büyük bir ova vardi. Ova, bastan ayaga ot ve çayirlarla kapliydi; dörtbir yani sarp daglarla çevrili idi. Bozkurt burada çocugun yaralarini yalayip timar etti, iyilestirdi; onu sütüyle, avladigi hayvanlarýin etiyle besledi, büyüttü. Sonunda çocuk büyüdü, ergenlik çagina girdi ve Bozkurt ile yaaayan son Türk eri evlendiler. Bu evlilikten 10 çocuk dogdu. Çocuklar büyüdüler; disaridan kizlarla evlenerek ürediler. Türkler çogaldilar ve çevreye yayildilar. Ordular kurup Lin ülkesine saldirdilar ve atalarinin öcünü aldilar. Yeni bir devlet kurdular, dört bir yana yeniden egemen oldular. Ve Türk kaganlari atalarinin anisina hürmeten, otaglarinin önünde hep kurt basli bir sancak dalgalandirdilar...''

Bu efsaneden anlasildigina göre, Türkler'in ilk yurtlari, Orta Asya'nýn batisina yakin bir yerlerde idi. Türkler, Turfan'in kuzey daglarina daha sonra göçmüslerdi.

Çin tarihlerinin de yazmis oldugu Bozkurt destani, burada bitmektedir. Çinliler daha sonra nelerin oldugunu açik olarak yazmiyorlar. Bu efsanenin son bölümü, Ergenekon Destani'dir. Ergenekon Destani, Cengiz Han çaginda mogollastirilmistir. Ancak bu efsanenin kökleri ve ana motifleri, açikça Kök Türkler ile ilgilidir. Kök Türk Devleti, MS 6.yy.dan itibaren bir cihan imparatorlugu olmus ve 200 yil yasamistir. Böyle büyük ve güçlü bir devletin, ilkel Mogollar'dan bir efsane alip kökenlerini ona dayandirmasi mümkün degildir. Ayrica, Ergenekon Destani'nin ana motiflerinden biri, Demirci'dir. Destanda demirci, dagda demir madeni bulur ve Türkler bu demir madenini eriterek Bozkurt'un önderliginde Ergenekon'dan çikarlar. Unutmamak gerekir ki, Göktürkler'in atalari da demirci idiler. Onlar en iyi çelikleri isler, baska devletlere silah olarak satarlardi. Göktürkler'in atalari, demir cevherleriyle dolu daglarin eteklerinde türemisler, demirleri eriterek yeryüzüne çikmislardi. Sonradan kendilerinin de demirci olmalari bundan ileri gelmektedir. Oysa Mogollar, demirciligi bilmezlerdi. Cengiz Han zamaninda Mogollar'in yanina gelen bir Çin elçisi, o çagda bile Mogollar'in ok uçlarini tastan yaptiklarini, demir islemeyi bilmediklerini belirtir. Mogollar demir islemeyi, Cengiz Han zamaninda Uygur Türkleri'nden ögrenmislerdir. Ayrica Bozkurt, Türkler'in kutsal hayvanidir. Mogollar'in kutsal hayvani köpektir.